| |
EN SON EKLENEN FIKRALARI - 2
DÜNYAYA GELİŞ
İlkokula giden çocuk annesinin yanına gelerek :
"Anneciğim, ben nasıl dünyaya geldim?" diye sorar. Annesi :
"Yavrucuğum, seni leylek getirdi." diye yanıtlar. Bunun üzerine çocuk
babasının yanına giderek : "Babacığım, ablam nasıl dünyaya geldi?" diye
sorar. Babası da : "Çocuğum, ablan doktor amcanın çantasından çıktı."
der. Çocuk bu kez ablasının yanına giderek bir soru da ona sorar : "Ablacığım,
kardeşimiz nasıl dünyaya geldi?". Ablası : "Bir sabah baktık ki kapıda
bizim ufaklık." diye yanıtlar. Çocuk bunun üzerine defterini açarak şu notu
düşer : "Bizim ailede normal doğum görülmüyor!" |
TEMEL'İN İNTİKAMI
Evli bir işadamı olan Temel iş seyahati dolayısıyla
çıktığı yolculuktan işlerinin planlarından önce bitmesi sonucu erken döner.
Karısına sürpriz yapmak için havaalanından doğruca eve gider. Açar kapıyı oturma
odasına geçer. Bakar ki karısı yok. Mutfağa, oradan misafir odasına, banyoya derken
soluğu yatak odasında alır. Kapıyı açınca bir de ne görsün karısı yabancı bir
adamla yatakta! Derhal belindeki tabancayı kavradığı gibi adamı alnının tam
ortasından vurur. Sonra silahı şakağına dayar. Tam ateş edeceği sırada karısı
haykırır : "Yapma Temel! Kendine kıyma!". Temel hiddetle bağırır :
"Sus kahpe, sıra sana da gelecek!" ... |
KAPLUMBAĞALAR
Kaplumbağalar birgün piknik yapma kararı almışlar. Bir
tanesi : "Ben güzel bir piknik yeri biliyorum. Düşün peşime sizi
götüreyim." demiş. Diğerleri düşmüş peşine, koyulmuşlar yola. Az
gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Nihayet üç yıl sonunda
varmışlar. Sermişler örtüleri, yerleştirmişler mangalı. Bir de bakmışlar ki
çakmak yok! İçlerinden en gencinin çakmak için gönderilmesine karar vermişler.
Genç kaplumbağa : "Bir şartla kabul ederim; o da ben dönünceye kadar hiçbir
şey yemiyeceksiniz." demiş. Diğerleri bu şartı kabul edince genç kaplumbağa
yola çıkmış. Aradan 3 ay geçmiş. Kaplumbağanın birisi : "Yaa ben çok
acıktım. Şu meyvelerden biraz yesek demiş.". Diğerleri de kabul edince
başlamışlar yemeye. O sırada arka taraftaki kayaların arkasından genç kaplumbağa
çıkmış ve : "Banane, banane gitmiyorum işte!" demiş. |
MANYETOLU
ÇAKMAK
Neron, Kleopatra'yı iki ülke arasındaki dostluk
ilişkilerini arttırmak için Mısır'da ziyaret eder. Dönmeden önce Kleopatra
ziyaretin anısına Neron'a bir tane manyetolu çakmak hediye eder. Roma'ya dönen Neron
hamama gider. Güzelce yıkandıktan sonra sarayına döner. Bir de bakar ki çakmak
ortalıkta yok. Arkasından gelmekte olan Brütüs'e döner ve "Sen de mi
Brütüs?" der. Brütüs : "Valla kralım yok!" diye yanıtlar. Bu olaydan
birkaç gün sonra Arşimed hamamdan çırılçıplak fırlar : "Buldum!
Buldum!"... |
APTAL SARIŞIN 2
Bir sarışın, bir esmer, bir de kumral alev alev yanan
bir binanın çatısına kendilerini zor atarlar. O sırada itfaiye yetişip brendayı
açarak esmere atlamasını söylerler. Esmer tereddütsüz atlar. Tam brendaya
düşeceği sırada itfaiyeciler brendayı bırakırlar. Atlamış bulunan esmer yere
gözleme gibi yapışır. İtfaiyeciler bu kez kumralın atlamasını isterler. Kumral az
önceki olaydan tedirgin atlamayı kabul etmez. İtfaiyeciler : "Çekinmeden atlayın
bayan. Biz esmerleri sevmediğimiz için onu tutmadık." derler. İkna olan kumral
atlar. Yine aynı olay tekrarlamış ve kumral da yere yapışır. İtfaiyeciler bu kez
sarışının atlamasını isterler. Sarışın : "Kesinlikle atlamam; beni ikna
edemezsiniz. Biliyorum ben atlayınca da brendayı bırakacaksınız. Ama eğer brendayı
baştan yere koyarsanız atlarım!"... |
CLARK
Adamın birisi bara çırılçıplak girmiş. Sağa sola
iyice baktıktan sonra gözüne kestirdiği elemana yaklaşarak : "Pantolonunu,
gömleğini, ceketini, bir de motorunu istiyorum." demiş. Bunun üzerine adam :
"Dışarı çıkalım. Burada huzursuzluk olmasını istemiyorum." demiş. Bir
dakika sonra kapıdan üstünü başını düzelterek girmiş ve masasına oturmuş.
Arkadaşları : "Clark, o kimdi?" diye sormuşlar. Clark : "Sormayın
ya." demiş. "Serserinin biriydi.". |
REKLAM
Ünlü bir reklamcı ölür. Melekler adama dev bir ekran
getirirler. "Sana cennet ve cehennemi göstereceğiz. Hangisini arzu edersen seni
oraya götüreceğiz." derler. Önce cennet gelir ekrana : 'Sessiz, sakin, herkes
kendi aleminde bir mekan'. Ardından cehennem gelir ekrana : 'İçki, müzik, eğlence,
danslar ve tüm ünlüler...'. Adamın ağzının suyu akarak "Hemen beni
cehenneme götürün." der. Melekler bunu tuttukları gibi cehennemin ateşleri
arasına atarlar. Adam şaşkın : "Yahu bana burayı böyle
göstermemiştiniz?". Melekler yanıtlar : "Eeee, o reklamıydı." |
GOLF
İngiliz, Fransız ve Temel her zamanki gibi birlikte
seyahattedirler. Bu kez araç bir gemi, mekan ise açık denizlerdir. Aksilik bu ya
gemileri fırtınada batar. Üç kafadar kendilerini bir kurtarma botuyla karaya atarlar.
Fırtına diner. Etraflarını araştırırlar. Yiyecekten yana sıkıntıları olmayacak
bir adadadırlar. Günler birbirini kovalar. Canları sıkılmaya başlar. İngiliz :
"Ben bir oyun biliyorum. Eğer oynamak isterseniz hoşça vakit geçirebiliriz.
Oyunun adı golf." demiş. Temel : "Uşağım, ha bu oyun içün neler lazimdur
da?" diye sormuş. İngiliz : "Bir top, bir sopa, bir de delik lazım. Bende top
var!". Fransız atlamış hemen : "Bende de sopa var!". Temel durmuş,
durmuş : "Ben oynamiyrum." demiş. |
FUTBOL AŞKI
İki futbol aşığı adam varmış. Bunlar her fırsatta
maç yaparlarmış. Birgün akıllarına 'Acaba öldükten sonra da maç yapabilir miyiz?'
sorusu takılmış. Ona sormuşlar bilmiyor, buna sormuşlar bilmiyor; kütüphaneleri
taramışlar ilgili en ufak bilgi kırıntısı dahi yok! İnternette sörf yapmışlar
yine bir sonuç alamamışlar. En sonunda biri diğerine : "Bu böyle olmayacak. En
iyisi önce ölen hayatta olanın rüyasına girip sonucu bildirsin.". Diğeri kabul
etmiş. Gel zaman git zaman bir tanesi rahmetli olmuş. Öldüğünden sonraki 3. gece
hayatta olanın rüyasına girmiş. Adam heyecanla sormuş : "Anlatsana dostum orada
durum nedir?". Ölü olan : "Sana bir iyi, bir kötü haberim var. İyi haber
burada heryer yemyeşil. Güneş hiç batmıyor. Maçın biri bitiyor öbürüsü
başlıyor. Kötü haber yarınki maçın kadrosunda sen de varsın."... |
TEMEL BERBERDE
Temel kulağında walkman'le berbere girer. Sırası
gelince geçer koltuğa oturur. Berber walkman'i çıkartmasını söyler; Temel ise
çıkartırsa öleceğini. Berber ardı arkası gelmez ısrarlarına cevap alamayınca
çaresiz başlar traşa. Faulleri düzeltirken ikide bir kablolar dolaşır makasa. Berber
tekrar walkman'i çıkartmasını rica ederse de Temel çıkartırsa öleceğini söyler.
Berber bir sonuç alamayınca tuttuğu gibi kulaklıkları Temel'in başından
çıkartır. Temel aniden düşer ve ölür. Telaşlanan berber walkman'in
kulaklıklarını takar : "Nefes al; nefes ver. Nefes al; nefes ver...". |
KAHRAMANLIK
Soyguncu aniden bankaya dalarak etrafına hızla göz atar.
Bankoda kuyrukta Batman, Robin, Süpermen, He-Man ve Örümcek adamın sıra
beklediklerini görür. Silahını çekerek : "Kimse kahramanlık yapmaya
çalışmasın!" der. |
|